Fehmi Koru*
Hükümet emeklilere zam yapacak da ne zaman yapacak?
Günlerdir -hatta haftalardır- çevreden kulağıma gelen tartışma konusu bu.
Zam denildiğinde her emeklinin kulağının hemen dikleştiğinden eminim.
Ancak aranızda emekliler varsa -ki herhalde vardır- hepsine, hepimize bir uyarım var: Fazla bir şey beklemeyin; öyle sevindirik olmayı gerektiren bir maaş zammı yakın tarihte olamayacak…
Yalnız emeklilere de değil, kamuda çalışan ücretliler ile maaşlılar öngörülebilir bir gelecekte sözü edilmeye değer çapta bir iyileştirme göremeyecek…
Daha açık yazayım: Mehmet Şimşek ile Hafize Gaye Erkan ikilisi ekonominin yönetiminde dizginleri bir-iki hafta daha önce ellerine almış olsalardı, o arada beklenenin üzerinde zam alan işçi ve memurlar da emeklilerin akıbetine uğrayacaklardı.
Sıra emeklilere geldiğinde ipler Şimşek-Erkan ikilisinin eline geçmişti ve o yüzden emekli zammı sınırlı kaldı.
Şimşek-Erkan ikilisinin emeklilere, işçi ve memurlara bir düşmanlığı yok; ancak onların uygulamaya koydukları sistemin var.
Ekonomi yönetiminin uygulamaya koyduğu sistem devlet harcamalarını kısıtlamayı öngörüyor; bizde devletlular kendi harcamalarından fedakarlık edemedikleri için bedeli çalışanlar ödüyor…
Herkes daha az kazanacak, çalışanların eline daha az para geçecek ve bu sebeple de daha az tüketilecek; yeni sistem yalnızca faiz artırımına dayanmıyor, aynı zamanda tüketimi sınırlamayı getirecek tedbirler de yeni sistemin ayrılmaz parçası…
Tahmin etmişsinizdir; şu anda uygulanan ekonomik sistem İMF’nin geçmişte bizde ve halen pek çok başka ülkede şart koştuğu programın aynısı. Tek fark, İMF ile anlaşıp kemerlerini sıkan ülkeler, bunun karşılığında büyük miktarlarda kredi de kullanabiliyorlar; bizde ise, ‘İMF’ sözcüğü çirkinleştirildiği için onun kapısına gidilmiyor ve oradan kredi de gelmiyor…
Fırsat düştüğünde bunları daha önce de yazmıştım, ama galiba pek aldıran olmadı.
Dikkate alınmadığı için üzülen bir yazar daha var: Karar’dan İbrahim Kahveci…
Onun kızmaya daha fazla hakkı var; var, çünkü yalnız gazetedeki köşesinde yazmakla kalmıyor, ‘ekonomist’ kimliğiyle sıklıkla ekranlara çıkıp yorum da yapıyor.
Buna rağmen derdini geniş kitlelere iletemediğinden şikayetçi.
Derdi şu: Halkın özellikle seçimlere giderken bir hayal dünyasına sokularak uyutulduğunun bilgisini tablolar eşliğinde de paylaştığı halde kimsenin oralı olmaması…
Yanılıyor aslında; pek çok insan yazdıklarını ve yorumlarını dikkatle takip ediyor. Kendi hesabıma ben ediyorum.
2009 ile 2023 arasında emekli maaşları erimiş durumda. 2009 yılında ortalama emekli maaşı asgari ücretin yüzde 20’si kadar -%18.20- daha yüksekti. Şimdi ise asgari ücret pek çok emekli için “Keşke bizim maaşımız da o kadar olsa” temennisine sahip.
[Bu arada, daha dün açıklanan bir araştırmaya göre, asgari ücret de açlık sınırının 3 bin TL altında.]
İbrahim Kahveci şu bilgiyi de paylaşıyor:
“2009 yılında GSYH’nın yüzde 6,82’si emeklilere giderken şimdi GSYH’nın yüzde 5,99’u emeklilere veriliyor. / Yine 2009 yılında 9,1 milyon emekli maaş alıyordu ve payları yüzde 6,82 iken şimdi 15,2 milyon emekli maaşı alıyor ama payları 5,99’a düşmüş durumda..”
Eski oranlar bugüne taşınarak emeklilerin maaşı belirlenseydi, en düşük maaşın 10 bin TL’nin üzerinde olması gerekecekti.
Şaşırtıcı bilgiler bunlar ve doğru. Kahveci’nin yazısını tezini ispatlayacak grafikler de süslüyor zaten.
Yeni sistemde kemerler sıkılması öngörülüyor ya, buna ilk zorlananlar sayılarının 15 milyonun üzerine ulaştığı anlaşılan emekliler oldu.
Merak edilmesin, maaşlar arasındaki eşitsizlik yılbaşında açıklanacak yeni zamlarla sağlanmış olacak.
Galiba esas gürültü de o zaman kopacak…
Bütün bu alınan tedbirler enflasyonu aşağıya çekebilmek için; hayatın sonunda ucuzlayacağı sanılıyor; öyle bir beklenti var.
Umalım da öyle olsun.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.